25 Aralık 2009 Cuma

Zombieland


"Shaun of the Dead"in Amerika şubesi...

 Bundan 5 sene önce "zombili romantik komedi" sloganıyla vizyona giren (Türkiye'de giremeyen) "Shaun of the Dead"in başarısının üstüne yatmak isteyen bir film gibi gözüküyor "Zombieland". Ama işin aslı öyle değil, iyi ki de değil. Tabii ki "Shaun of the Dead" kadar amatör ve bağımsız bir yapım değil. Üstüne bir hayli para harcanmış, Woody Harrelson'ı başrole oturtturmuş, son zamanlarda oldukça iyi işlere imza atan genç oyuncuları da arkasına alarak 90 dakikalık eğlenceli bir serüven yaratmış bize. Ama acaba "Zombieland" yapmak istediğini tam olarak yapabilmiş mi, bu yazıda onu inceleyeceğim.
Önce filmin konusundan bahsetmekte yarar var. Amerika, bir zombi salgınıyla karşı karşıyadır. Ülkenin neredeyse tamamı zombi olmuşken, kendini korumak için belli kurallar geliştirmiş olan Columbus (Jesse Eisenberg) hayatta kalmayı başarmıştır. Yolda karşılaştığı ve profesyonel bir zombi avcısı olan Tallahesse (Woody Harrelson) ile birlikte yolculuğuna devam eder. İkili ilk başta çok da iyi anlaşamasa da dostlukları pekişir. İki dolandırıcı kız kardeşin de ilk başta onları rehin alarak aralarına katılmasıyla birlikte yolculuk gittikçe eğlenceli ve ilginç bir hal almaya başlar. Columbus ile büyük kız kardeş Wichitta (Emma Stone) arasındaki cinsel gerilim, küçük kız kardeş Little Rock (Abigail Breslin)'ı tedirgin etmektedir. "Kimseye güvenme" kuralını hayat tarzı edinmiş 4 kişinin, insanlara güven duymayı öğrendikleri bu yolculuk onları asla tahmin etmeyecekleri kadar değiştirecektir...
Farkettiğiniz gibi karakterlerin belirli isimleri yok. Bunun sebebi birbirlerine güvenmemelerinden kaynaklanıyor. Columbus ve Tallahesse bildiğiniz üzere Amerika'daki iki eyaletin başkentlerinin isimleri. Kız kardeşlere de taktıkları Wichitta ve Little Rock, birinin "cadı kadar kurnaz" olmasından, diğerinin ise 11 yaşında olmasına rağmen oldukça güçlü olmasından kaynaklanıyor.
"Zombieland"i, "Shaun of the Dead" den ayıran en büyük fark, zombi filmlerini ti'ye almıyor oluşu belkide. "Zombieland" farklı bir havaya sahip bir zombi filmi olmaya çalışıyor. Ve açıkça söylemek gerekirse bunu çok iyi ve çok eğlenceli bir şekilde beceriyor. Woody Harrelson'ın oyunculuğu filmi her zaman dorukta tutan en büyük unsurlardan biri. Genç oyunculardan Abigail Breslin'i "Little Miss Sunshine"ın küçük şirin kız çocuğu olarak hatırlayanlar o karaktere elveda diyebilirler. Burada elinde tüfeklerle koşturan ve zombileri büyük soğukkanlılıkla katleden küçük bir çocuktan bahsediyoruz sonuçta. İşin komik kısmı ise Abigail Breslin'in filmi izlemek için yaşının tutmaması. Tamamen yetişkinlere yönelik vahşet içerikli sahneleri, argodan vazgeçmeyen diyalogları ve utangaç cinselliğiyle "Zombieland" herkese uyan bir film olmayabilir."Rocker" filminden hatırlayacağımız bas gitarist Emma Stone ise üstüne düşen görevi yapıp filmin "seksi kızı" oluyor. "Zombieland"in çılgın bakiri Jesse Eisenberg ile karşılıklı oynadıkları sahnelerde ikisinin de ne kadar çok gelecek vaat eden oyuncular olduğuna tanık oluyoruz. Bu 4'lüyü izlemek gerçekten keyifli.
İşin teknik kısmına gelirsek, komedi öğelerinin yanında biraz da duygusallık üstüne kurulmuş bir senaryoya sahip olmaya çalışmış "Zombieland". Ama karakterleri oturtmakta zorluk çeken senaryo yüzünden, filmin vermek istediği duygusallık asla içinize işlemeyen, yapay bir duygusallık olmaktan öteye maalesef gidemiyor."Shaun of the Dead" de tanık olduğumuz kusursuz senaryo ve göz kamaştıran yönetmenlikten burada pek fazla bulamıyorsunuz.
Film kesinlikle kötü bir film değil, ama kötü olmaması onu bir başyapıt yapmıyor. İzlenip, iyi vakit geçirebileceğiniz bir film "Zombieland". Ama baştan söylemeliyim ki, güçlü bir mideye ihtiyacınız olduğu kesin. Zira film vahşet sahneleri konusunda fazlasıyla cömert. Yine de ben herkese hala "Shaun of the Dead"i öneriyorum. Keyifli vakit geçirebileceğiniz bir film "Zombieland". Kimse bir "Shaun of the Dead" kadar başarılı bir zombi parodisi beklemesin. Tabii "Scary Movie" serisi kadar da basit bir komedi de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder