14 Ağustos 2010 Cumartesi

The Sorcerer's Apprentice



Başarılı bir yaz eğlencesi...

Walt Disney ve Jerry Bruckheimer tarafından "yaz eğlencesi aksiyonları"nın bir numaralı yönetmeni ilan edilen Jon Turteltaub'un yeni filmi "The Sorcerer's Apprentice", daha önce aynen "National Treasure" serisinde yaptığı gibi başrolüne Nicolas Cage'i alan eğlenceli bir aksiyon filmi. Bende tam yaz konseptine uygun bir şekilde, Bodrum'daki tatilim esnasında bir yazlık sinemada izlemiş oldum filmi. Daha önce hiç yazlık sinemaya gitmemiş biri olarak, belki de bu yüzden film çok hoşuma gitti. "National Treasure" serisini pek beğenmesemde Turteltaub'un daha önce yaptığı "The Kid" ve "Phenomenon" efsanelerinden kalma umutlarım asla ölmemişti, ve sonunda -en azından- beni tatmin eden bir iş ortaya koydu yıllar sonra.

Hikayemiz çok öncelere dayanıyor, taa Merlin zamanlarına... Merlin'in 3 çırağından biri olan Balthazar, Merlin'in düşmanlarını matruşka bebeklerin içine hapsetmeyi başarır. Ancak çıkan kargaşanın içinde Merlin hayatını kaybeder ve ölmeden önce Balthazar'a, düşmanlarının başı Morgana'yı defetmesi gerektiğini ve bunu yapabilecek tek insanın onun soyundan gelecek olan biri olduğunu söyler. Balthazar'a ölmeden önce verdiği yüzük ise bu kişiyi bulduğu zaman onun parmağına oturacaktır. Balthazar, yıllar boyunca Merlin'in kanını taşıyan bu esrarengiz insanı arar durur, taa ki küçük bir çocuk tesadüf eseri ayağına gelip, yüzüğü parmağına takana dek... İşte macera buradan sonra başlar. Balthazar, matruşka bebeklere hapsettiği düşmanlarının, yanlışlıkla kaçmayı başaran Maxim Hovarth sayesinde dünyaya geri dönmeye başladıklarını öğrenir. Onları sonsuza kadar durdurmak için yapması gereken tek bir şey vardır; Merlin'in kanını taşıyan bu genç adamın ustası olmak ve onu Morgana'yı alt edecek kadar güçlü kılmak...

Filmin hikayesi, Turteltaub'un sevdiği gibi yine eski dönemlere dayanarak, modern hayatı birleştiriyor ve çok da güzel oluyor. Nicolas Cage ve Jay Baruchel ikilisi, beyazperdede uzun süredir görmediğimiz kadar komik bir ikili olmuşlar. Nicolas Cage'in oyunculuğuna artık alışsam da, Jay Baruchel'in doğallığına hayran kalmış bulunmaktayım. Filmin oyuncu seçimleri oldukça başarılı. Son dönemlerin en çok sevilen kötü adamı Alfred Molina (bkz. Dr. Octopus) ve filmin büyük sürprizi Monica Bellucci bir yaz eğlencesinden beklenemeyecek kadar iyi performanslar sunuyorlar. Hikayenin muhteşem işlenişi ve en ciddi anda bile patlayan yerinde espriler filmin her saniyesini zevkle izlemenizi sağlıyor. Turteltaub'un temiz yönetmenliği, fazla sanata bulaşmıyor gibi gözüksede bazı sahneler gerçekten nefes kesecek güzellikte. 

"Filmin kötü yanı yok mu?" diye sorarsanız, tabii ki var. Öncelikle bunun bir Walt Disney filmi olduğunu ve ne olursa olsun bizi mutlu bir sonun beklediğini unutmamak gerek. Ayrıca bu kadar iyi oyuncuya ve görselliğe para yatırdıktan sonra, sanki paraları tek bir şarkı almaya yetmişçesine filmde 3 kere One Republic'in Secrets şarkısının çalması biraz göze batıyor. Bunun dışında filmin kötü bir özelliğini bulmak zor.

"The Sorcerer's Apprentice" izlediğiniz en iyi film olmayacak tabii ki, ama şu sıcak yaz aylarında, klimalı bir salonda veya tatlı tatlı esen bir yazlık sinemada görülmeyi hakediyor. Basit ama iyi işlenen konusu, güzelliği detaylarda saklı olan diyalogları ve Cage/Baruchel komedisi filmi başarılı bir gişe serüveni yapıyor ve Turteltaub'un güzel işler ortaya koyabildiğini yeniden göstererek gülümsetiyor. Kaçırırsanız çok birşey kaybetmezsiniz ama kaçırmazsanız eğlenceli bir 2 saatin sizi beklediği kesin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder